Sonsuzluğa sahip kainatın yaratıcısı,evrenin oluşumuna şekil verirken, özel bir oluşumla Dünya’yıda uzayın derinliklerine nosuzluğunda biryere yerleştirdi.
İçersinde bulunduğumuz, sınırsızca bir ölçü içinde dönen bu dünyanın yaşayanları olarak bizler,mana aleminin geçici ziyaretçileriyiz.
Süre ve sınırı belli olan bu yaşam döngüsünde,kabul ortamımız sadece yaratan Allah’tır.
Neden geldik, niçin gidiyoruz sorgusunu dahi idrak edemeden, zaman ile geçen süre biryerde nokta ile sonlanıyor.
Bu aradaki geçen süre, aslında mana aleminde bir gündür, doğum ve ölüm arasındaki mesafe sınırlı olduğu gerçeğiyle, bizlere bir ömür gibi geliyor.
Bu aradaki zaman diliminde herkes kendi uğraşı ile meşgul olurken, gidişatın hesabı dışında istem dışı oluşuma dahil oluruz.
Bir sıhhat ile hastalıkları dahil ettiğinizde bize kaldığını fark ettiğimiz sayılı günlerde ise iş işten geçmiş oluyor.
Evet,bu sıraya dahil olan sevgili Babam Selahattin Yılmaz’da gününü tamamlayarak mekanına yerleşti,yani ebedi sonsuzluğa,
Kısa ve öz mesafeden ayrılmış oldu.
Değerli Babam, Trabzon Akçaabat Akçaköy’de doğdu, köyde dedemin köydeki çocukların eğitimi amacıyla oturduğu evin iki odasını ve ilave yerinde oluşturdukları okul ile,o tarihlerde milli eğitimden aldıkları eğitmen kursları sonucunda eğitmen/öğretmenlik yaptı.
Babamın babası, eğitmen Recep Yılmaz olarak köydeki çok sayıda öğrenciyi hayata atılımı sağladı.
Bu ilk süreyi köydeki okulda tamamlayan Babam Selahattin Yılmaz, Trabzon Beşikdüz’ünde bulunan köy enstitüsüne okumaya gitti.
Yatılı olarak Beşikdüzün’de çok detaylı eğitim alan Babam,ilk tayin yeri olarak Trabzon merkeze yakın köy olan Gürbulak’ta öğretmenliğe başladı.
Öğretmen ve idareci olarak bu şirin beldedeki uzun süre görevi ile, farklı desler ve daha üst bir okulda eğitim sonucunda, Trabzon imam hatip lisesinde’de görev yaptı.
Üç ayrı derse girerek birçok değerin yetişmesine katkı sağladı.
Hizmet aşamasını Trabzon yetiştirme yurdu müdür muavinliği ve uzun süreli müdür olarak tamamladı.
Aynı amaçla kurulan sosyal hizmetler ve çocuk esirgeme kurumunda’da idareciligi olan babamın emekliliği sonunda, düşüncesinde oluşan duygularını kapsayan “hayat yolu” adlı şiir kitabı ile dostları ile birliktelikler yaptı.
Sonuç olarak,bir yaşamın özeti ile oluşan değerimiz, çok sevdiği Atatürk’ü her daim anmaktan büyük onur duyardı.
Her yıl on Kasım’da üstünü giyer , Atatürk’ün kıravatı ile saygı ortamında o dakikada televizyona bakarak dururdu.
Bu yıl nasip olmadı,ancak on Kasım günü cenazesi ambulansla Erdoğdu’daki evinin önüne sabah geldiğinde,hoca eşliğinde toplanan mahalle sakinlerinin dahilinde helallik aşamasında on Kasım sirenlerinin çalması ile hem ulu öndere hemde sevgili Babama saygı duruşunda bulunuldu.
Hayatın ince çizgisinden yavaş yavaş geçiyoruz,nihai sonucun belirleyicisi yüce Allah’ın yüksek takdirleriyle, siz dostlarımın bütün Geçmişlerimize rahmet diliyorum.
Babam içinde aynı dilekleri yüce yaratandan istiyorum.
Saygılarımla
Nevzat Yılmaz
[email protected]