Evet,hangi işle iştigal edersek edelim,adap-edep-üslup’dan ayrılmamamız gerekir.
Toplumsal düşüncelerimiz ile şekil bulduğumuz yaşam ölçümüz bu olması, insanlığın bir gereği olduğu gibi,kendimize saygının da isbatıdır.
Bu belirtilerin ışığında, bugün içinde bulunduğumuz ortamdan bahsedersek, siyasetin üslubu’nun tartışılır hale geldiğini ifade etmek istiyorum.
Aynı çatı altında hususiyet sağlayan, ülkenin yükselmesi için özveri içinde olup,bu özverinin karşılığını vermek gerekirken, toplumun hassas değerleri üzerinde adeta siyaset mantığıyla şov yapmak isabetli değildir.
Halbuki, düşünülmesi gereken şu olmalı,sevgi ve saygı ile çıkılan yolun aydınlığa ulaşacağı üzerinde işaret oluştursalar en küçük bir kavga ve kargaşa ortamı yaşanmaz.
Tarihin derinliklerinden gelen, yüksek ideal ile kurulan Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin, bize sunduğu büyük imkanları düşünce dışına bırakarak, sisteminin yüksek kutsaliyetinin tam zıttı ile hareket etmek’de adap ve üslup dışı olduğundan, siyaset ile iştigal eden herkes’in önceliği bu iki husus olmalıdır.
Gelişen ve büyüyen, dünya sıralamasında daha üst seviyelere layık,bu güzel vatanımıza hizmet,usul içersinde seçmenin de gönlüne ışık olacak şekilde varılacak bir yol, siyasette de oluşturulmalı diye düşünüyorum.
Nevzat YILMAZ
nevzatyilmaz@hotmail.com.tr