tha – 2018 ürünü fındık piyasası ve buna bağlı olarak meydana gelen gelişmeler ışığında bu üründe dünya üretim ve ihracatının büyük kısmını elinde bulundurmaya devam eden Türkiye’nin sektörde kısa, orta ve uzun vadeli plan ve programlar yapması gerektiği bir kere net olarak ortaya çıkmıştır.
7
Öncelikle TMO’nun 1 Kasım’da piyasaya girerek başlattığı alımlar konusunda yaşanan gelişmeler ve yapılan söylemler, devletin bu konuda daha kalıcı politikalar izleyerek, istikrarlı bir yapı oluşturması gerektiğini bir kere daha ortaya koymuştur.
Sürdürülebilir istikrarlı bir yapının oluşması için, üreticilerin güçlü bir şekilde örgütlenmesi, devletin de gerektiğinde piyasa kontrolünü dolaylı veya direk olarak yapabilecek bir mekanizmayı oluşturması lazımdır. Üretimden tüketime kadar istikrarı sağlayacak bu yapının, serbest piyasa koşullarına uygun olarak kurulması gerekir.
İstikrarlı ve sürdürülebilir bu yapı içerisinde hiç şüphesiz ilk ve en önemli konu son yıllarda dekar başına ortalama verimin 100 kilonun altına, hatta bu yıl olduğu gibi 70-80 kilolara düştüğü göz önüne getirilerek, verim ve kalitenin arttırılması için azami çaba gösterilmesidir. Bunun ilk şartı da bu konuda Trabzon Ticaret Borsası’nın örnek olarak yaptığı projelere dayalı bir sistemin devlet tarafından yasalarla uygulamaya konmasıdır.
İlk adımda hiç şüphesiz alan bazlı olarak verilen ama bugüne kadar verim ve kaliteye hiç katkısı olmadığı anlaşılan destek, verim ve kaliteyi ön planda tutacak şekilde yeniden yapılandırılmalıdır. Ürün bazlı uygulama 700 bin hektarı aşkın alandaki verimin düştüğü yıllık ortalama 600 bin tonlardan en az 1 milyon tonun üzerine çıkmasını sağlayacaktır.
TMO tarafından yapılan alımlarla gündeme gelen üreticiye verilen-verilecek kilo başına 2 TL’lik desteğin net olarak 2009’da uygulama konulan alan bazlı destek olduğu TMO tarafından daha net olarak açıklanarak, piyasadaki spekülasyonlar önlenmelidir. Üreticilerin önemli bir kısmı hala bunun yeni bir destekleme olduğunu sanmaktadırlar.
TMO tarafından FKB’ye teminat karşılığında 10 bin ton fındığın verilmesi sonrasındaki gelişmelerin ve uygulamaların rekabeti ortadan kaldıracak şekle dönüştürülmemesi gerekir. Bu konuda özellikle dış piyasada son günlerde spekülasyonların arttığı da bir gerçektir. Devlet, Türk fındığını dünyanın dört bir yanına taşıyan ve yıllık 2 milyar doları aşkın dövizi kazandıran ihracatçısını zor duruma düşürüp, haksız rekabete maruz bırakmamalıdır.
İstikrarlı ve sürdürülebilir politikalarla yılda 1,5 milyon tonun üzerinde fındık üretimi yapılabilecek iken, bunu engelleyen olumsuzlukları ortadan kaldırıp, hedefimiz olan yılda 5 milyar dolar gelir getirecek ürünümüz için herkes üzerine düşen görevi ve sorumluluğu azami ölçüde yerine getirmelidir.