12 Eylül 1980 ihtilalinde bütün okulların önlerinde giriş ve çıkışları kontrol eden polisler vardı. O zaman ki isimleriyle toplum polisleri diye adlandırılan polis memurları her okulun girişinde en az dört kişiydiler. İhtilalin kendilerine verdiği görevi ifa etmekte idiler. İlginç olan basın mensubu olarak görev yaptığım o dönemde serbest dolaşım izin kağıdını tugay komutanlığından(sıkı yönetim komutanlığı) ihtilalin ertesi günü aldık ve muhtelif yerlerde haberlerimizi yapıyorduk. Ancak o dönemin ihtilali vermiş olduğu etkileyici kapsamı içerisinde sınırlı da olsa haberimizi rahatlıkla yapıyorduk. Hiç bir engel ile karşılaşmıyorduk. Yalnız görevimizin bilincinin dahilinde hizmetimizi yapıyorduk. Sansürün haber açısında ki sınırlaması yoktu. Amacın doğrultusunda haber yaptığında acaba bugün başıma bir hal gelecek mi diye düşünmüyordun… Bugün ise ihtilalden sonra 39 sene geçti yapılan haberler seni sınırlıyor, özgürlüğün haberin içerisinde kalıyor. Bu haberin acaba yarın bana ne getireceğini düşünüyorsun. Bir bakıma dolaşım serbestliği var ama haber serbestliği seni bir yerde sınırlıyor ve bu 39 yıl sonra yazılabilecek bir basın mensubu için dikkat edilmesi gereken bir husustur. Gelecekte ne kadar özgür olursa basın hürriyet ve yaşam kalitesi yükselir, yükseldikçe Türkiye yükselir. Bu bilinçle bir anımı sizlerle paylaştım…
Nevzat YILMAZ
[email protected]