DOLAR 34,5996
EURO 36,2956
ALTIN 2925,114
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Trabzon °C

TÜRKİYE’DE 20 BİN KİŞİ BÖBREK BEKLİYOR

Tha – Ülkemizde organ bekleme listelerinde hasta sayıları giderek artarken, yapılan organ bağışları ihtiyacı karşılamakta yetersiz kalıyor. 3-9 Kasım Organ Bağışı Haftası nedeniyle açıklamalarda bulunan Medical Park Antalya Hastane Kompleksi Organ Nakli Merkezi Başkanı Prof. Dr. Alper Demirbaş, her yıl nakil olamadığı için yüzlerce kişinin hayatını kaybettiğini hatırlattı. Prof. Dr. Demirbaş, Türkiye’de 70 bin kronik böbrek hastasının 20 bin kadarının böbrek bekleme listesinde olduğunu vurguladı.

Dünyada olduğu gibi ülkemizde de organ naklinde birinci sorunun organ bağışlarının azlığı. 2-8 Kasım Organ Bağışı Haftası nedeniyle açıklamalarda bulunan Medical Park Antalya Hastane Kompleksi Organ Nakli Merkezi Başkanı Prof. Dr. Alper Demirbaş, “Organ nakli ve bağışı ne yazık ki Türkiye’de istenilen oranlara ulaşmayan, hatta yaklaşamayan bir alan” diyerek bunun sonucu olarak her yıl, her yaştan binlerce kişinin hayatını kaybettiğini belirtti.

Prof. Dr. Alper Demirbaş, “Organ nakli sadece bir ameliyat değil. Kronik organ hastalıkları sadece hastayı değil ailesini ve çevresini de ilgilendirir, yaşam düzenlerini altüst eder. Verici ister canlı ister kadavra olsun, tıp dışında işin içine hukuk, etik, felsefe, sosyoloji, ekonomi, eğitim yani tümüyle hayat girer. Bu nedenle ülkemizde organ nakli ve bağışı sorununun çözümü için tüm bu alanların dikkate alınması ve bu alanlara ilişkin de çalışılması gerekir” şeklinde konuştu.

20 BİN KİŞİ BÖBREK BEKLİYOR

Türkiye’de 70 bin kronik böbrek hastasının 20 bin kadarının böbrek bekleme listesinde olduğunu belirten Prof. Dr. Alper Demirbaş, böbrek bekleyen hasta sayısının her gün arttığını, böbrek naklinin Türkiye’nin ciddi bir sorunu olduğunu vurguluyor. “Bu yılın başında nakil bekleyen 16 bin kişi vardı. Şimdi 20 bin kişi oldu. Bu ciddi bir artış. Türkiye’de organ bağışına pek sıcak bakılmıyor. Bu nedenle hastaların böbrek nakli olabilme şansı yılda ellide bir olarak karşımıza çıkıyor. Yılda 3 bin civarında böbrek nakli yapılabiliyor, bunun ancak 600 kadarı kadavradan alınırken, geri kalanında canlı vericiden nakil yapılıyor” diye konuştu.

HER 10 KİŞİDEN 1’İ BÖBREK HASTASI

Türkiye’de böbrek rahatsızlığında hızlı bir artış var. Her 10 kişiden 1’i böbrek hastası. Kronik böbrek yetmezliği böbrek işlevlerinin ilerleyici şekilde, geriye dönüşü olmaksızın kaybedildiği yaygın görülen bir hastalık olarak karşımıza çıkıyor. Bu hastalık tüm organ ve sistemleri etkiliyor ve yaşamı tehdit ediyor. Önemli ölçüde iş gücü ve yaşam kalitesi kaybına neden oluyor. Sıklığı, kompleks tedavileri ve yüksek ekonomik giderleri nedeniyle bu durum ülkemiz için ciddi bir halk sağlığı sorunu. Ülkemizde 70 bin kronik böbrek yetmezliği yaşayan hastanın olduğu tahmin ediliyor ve her yıl bu sayıya 8-10 bin hasta ekleniyor.

ANA TEDAVİ YÖNTEMİ DİYALİZ DEĞİL BÖBREK NAKLİ

“Diyaliz, kronik böbrek yetmezliğinde hiçbir zaman ana tedavi yöntemi olarak görülmüyor. Diyaliz, böbrek nakline kadar geçen sürede hastayı yaşatmak için uygulanır” diyen Prof. Dr. Alper Demirbaş organ bulunamadığı için çok sayıda hastanın hayatını kaybettiğini, bir kısmınınsa diyalizle yaşamak zorunda kaldığını söyledi.

Prof. Dr. Alper Demirbaş , “Kalp yetmezliği, kronik karaciğer hastalığı ve kronik böbrek hastalığında nakil en seçkin ve hayat kurtarıcı yöntemdir. Canlıdan yapılan organ bağışlarında alıcının iyileşmesi pahasına normal ve sağlıklı bir insana majör bir cerrahi girişim yapılması ‘önce zarar verme’ ilkesine ters düşen bir durum olarak algılanabilir. Ancak unutulmaması gerekir ki, bir gün sizin de çocuğunuz, anne-babanız, yakınlarınız ya da siz organ bağışına ihtiyaç duyabilirsiniz. Bu nedenle vefat edenlerden nakil sayısını artırmak ve daha çok sayıda hayat kurtarmak için herkesin organlarını bağışlamasını öneriyoruz” dedi.

REKLAM ALANI
YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.