DOLAR 34,6431
EURO 36,4702
ALTIN 2923,974
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Trabzon °C

TTSO kadın Girişimciler Kurulu tarafından Kadın ve Demokrasi başlıklı bir panel düzenlendi

TTSO Başkanı M. Suat Hacısalihoğlu, demokrasi denildiğinde akla özgürlüklerin geldiğini belirterek özgürlüklere sahip çıkmak için de sorumluluk almak gerektiğini ve demokrasinin cinsiyeti olmadığını söyledi.

“15 Eylül Dünya Demokrasi Günü kapsamında Trabzon Ticaret ve Sanayi Odası AB Bilgi Merkezi ve TTSO kadın Girişimciler Kurulu tarafından Kadın ve Demokrasi başlıklı bir panel düzenlendi. .Trabzon Ticaret ve Sanayi Odası’nda gerçekleştirilen panele TTSO Kadın Girişimciler Kurulu Başkan Yardımcısı Nurcan Göç, Kadın Yaşam Merkezi Derneği Başkan Yardımcısı Cavidan Yılmaz konuşmacı olarak katıldı. TTSO AB Bilgi Merkezi Koordinatörü Yakup Karpuz’un bugün 15 Eylül Dünya Demokrasi Günü olduğunu anımsatarak, şu anda Türkiye’nin 21 şehrinde olan AB Bilgi merkezlerinin çeşitli etkinliklerle dünya demokrasi gününü çeşitli etkinliklerle kutladığını söyledi. Kadın hareketinin çok güçlü olduğu Trabzon’da Kadın ve Demokrasi başlığı altında bu konunun irdeleneceğini söyledi.

TTSO BAŞKANI M. SUATHACISALİHOĞLU

15 Eylül Demokrasi Günü olarak kutlandığını anımsatan TTSO Başkanı M. Suat Hacısalihoğlu bu anlamda cinsiyet ayrımı yapılmaması gerektiğini dile getirdi. Hacısalihoğlu, “Demokrasi deyince akla özgürlükler gelir, bunlara sahip çıkmak için de sorumluluk gerekiyor. Eğer bizler haklarımızı özgürlüklerimizi ararken sorumluluk almazsak birileri bize hak ve özgürlüklerimizi verecek diye dersek haklar hep noksan kalır. Onun için burada en önemli konu bence sorumluluk almak, ihtiyacımız olan her konuda sorumluluk almamız gerekiyor çünkü yarın her konuda bizi birinci derecede etkileyecek olan bir konudur bu. Bu bakımdan özgürlüklerimize sahip çıkmamız gerekiyor. “dedi.

Hacısalihoğlu şunları söyledi: “Cinsiyet ayrımı göstermeden ama maalesef zaman içerisinde kadın erkek ayrımı öyle bir noktaya geldi ki ezen ezilen mantığında bir durum var böyle olmaması gerekiyor. Her zaman kadının saygınlığı özelliği ön planda olmalı. Türkiye’de kadın haklarına baktığımız zaman hemen hemen eşit seviyeye gelmiş durumdadır.” şeklinde konuştu.

Hacısalihoğlu:” Avrupa Birliği Ofisimize çalışmaları için teşekkür ediyorum. Konuya gösterilen ilgiden dolayı herkese teşekkür ederim. Trabzon Ticaret Sanayi Odası Kadın Girişimciler Kurulu ve şehrimizden katılan diğer kadın sivil toplum kuruluşlarından da üyeler olduğunu görüyorum. Katılımınızdan ve katkılarınızdan dolayı herkese teşekkür ediyorum. ”sözlerine yer verdi.

Hacısalihoğlu, Kadın ve Yaşam Derneği Başkanı Cavidan Yılmaz ve TTSO Kadın Girişimciler Kurulu Başkan Yardımcısı Nurcan Göç’e kadın ve Demokrasi Paneline katılarından ötürü plaket vererek teşekkür etti.

TTSO KADIN GİRİŞİMCİLER KURULU BAŞKAN YARDIMCISI NURCAN GÖÇ

Kadının iş ve sosyal yaşamdaki katılımının demokrasinin gelişimine olan etkisinin ele alındığı panelde bir konuşma yapan Nurcan Göç,  Günümüz dünyasında demokrasinin en temel öğesi olan kadın erkek eşitliği kimilerine göre eşit haklar, kimilerine göre adil haklar, kimilerine göre ise bir emsal üstünlük olarak kabul edilmiştir. Kadının sınıf mücadelesinde siyasi arenalar ve sivil toplum kuruluşları, kadın hakları için en önemli ve etkin mekanizmalar olmuştur. Peki günümüzde kadınlar siyasi arenalarda ve toplumsal yaşamda ne kadar varlık gösterebilmektedir?  Biz kadınlar bu mücadelede üzerimize düşen görevi yerine getirebildik mi? Ülkemiz açısından bakarsak kadının kimlik mücadelesi her dönemde erkek vesayeti altında gerçekleşmiştir. Ne yazık ki erkeğin yoğun ve baskın olduğu toplumsal yaşam içerisinde kadınları kadın kimlik mücadelesi yerine erkek merkezli bir politikayı tercih etmek durumunda bırakılmıştır” dedi.

Bu halin zamanla kadını erkek kimliği içerisinde eritmesine ve erkekleşmesine sebep olduğuna dikkat çeken Göç, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Bu durumun sebebi birazda kadının ataerkil bir toplumda yetişmesinden kaynaklandığı bir gerçektir. Ataerkil bir toplumda yetişen kadın, kendini sosyal yaşam içerisinde erkeğin kurallarına uymak zorunda bırakıldığından bu durum zamanla köle kadın ya da erkekleşmiş kadın modelini ortaya çıkarmıştır. Tabi ki biz kadınlar erkek egemenliğindeki toplumsal yaşamda erkekleşmek yerine kadın kimliğimizle kadın bakış açısıyla kendini ifade edebilen her şartta sorgulayabilen, etkin, güçlü, donanımlı kadınlar olarak demokratik platformlarda varlığımızı göstereceğiz. Yani “Erkek sesine koro yapacak şekilde mecliste olmak olmak değil zaten” diyen kadınlar olarak var olmalıyız.  Siyaset kadının ne öz yapısını, ne yaşam misyonunu ne de sosyal rolünü bertaraf etmemelidir. Geçmişte “mecliste yeterince kadın yok” deniyordu. Daha sonra yeterince donanımlı kadın yok denmeye başladı. Şimdi ise kadınlar mücadele etmiyor deniyor.  Aslında kadınlar asıl bu görüşle mücadele etmektedir.  Bizler erkeklerin aksine, toplumsal yaşamda erkeklere nazaran çok daha fazla mücadele etmekteyiz. Ama ne hikmetse yönetim kadrolarında, temsiliyette, karar mekanizmalarında sadece vitrin olarak görülmekteyiz. İşte bu sebeple birlik, beraberlik ve dayanışma içerisinde siyasi görüşü ne olursa olsun, demokratik yaşam içerisinde rol alması için; kadının eğitilmesi, kadın hakları konusunda bilinçlendirilmesi sosyal ve siyasal yaşamda kadınların örgütlenmelerinin önünün açılması, kadın hakları ve “kadın -erkek eşitliği” konularında “toplumsal duyarlılık”ın arttırılması gerekir.  Kadınların siyasi hayatta seçme ve seçilme hakkını elde etmesi, toplumsal hayatta gerçekleşen Atatürk devrimlerinin en önemlisidir. Yapılan ilk milletvekili seçimlerinde 384 erkek, 18 kadın milletvekili seçilmiştir. Bu yüzde 4,8’lik oran Cumhuriyet tarihinde kadınların en yüksek oranındaki katılımı olma özelliğini 2007 Genel seçimlerine kadar korudu. Sonrasında 2011 Genel seçimlerinde bu oran yüzde 14,36  ve son yapılan 2015 genel seçimlerinde yüzde 17,45 olarak artış göstermiştir.  Yeterli olmamakla birlikte bu artış, sadece kadınlar açısından bir avantaj değil, tersine demokrasinin gelişmesi ve toplumsal zenginliğimizin ortaya konması bakımından önemli bir gelişmedir. Özellikle yerel siyasete katılım ve temsil, kadınların toplumsal kalkınmadaki rolü açısından fazlasıyla önemlidir”

KADIN YAŞAM MERKEZİ BAŞKANI CAVİDAN YILMAZ

Kadın Yaşam Merkezi Başkanı Cavidan Yılmaz,  ülkenin zor durumlardan geçtiğini anımsatarak başladığı konuşmasında, “Çocuklarımızın burnunun bile kanamadığı barışçıl ortamlarda kadın erkek birlikte yaşamının yollarını arayacağız. Bugün burada demokrasi günüyle ilgili bulunuyoruz.  “dedi.

Yılmaz, birçok ülkede insanlar rahatsız oldukları konularda tepkilerini dile getirdiklerini kaydederek eğer bu tepkilerin dile getirilmediği durumlarda toplumsal felaketlere yol açtığını ifade etti. Yılmaz, “öyle bir felaket ki yeri ve zamanı geldiğinde de biz bunun dışında kalamayız. Bizi de içine sarmalayarak boşluklara sürükler. Bu yüzden, etkin sivil toplum kuruluşları ülkemizin de geleceğinin teminatıdır, diyoruz. Devlet sektörü, özel sektörü ve son dönemde de sivil toplum kuruluşları artık gündeme gelmeye başladı. Yanı artık insanlar sadece oy vererek vatandaşlık görevini yerine getirmiyorlar. Sivil toplum kuruluşlarında da yer alarak kendi içindekilerle birlikte hem siyasal mekanizmaları yönlendirmiş oluyorlar, hem de katılımcı demokrasiye katkı veriyorlar. Evet nüfusumuzun yarısını oluşturan kadınların konumu halı sıkıntılı, hala sıkıntılı. Geriye dönüp baktığımızda kadının toplumdaki yerinde ve rolünde her hangi bir değişiklik olmamıştır.  Kadınların ancak 5’de 3’ü ancak çalışmaktadır. Dünyada açlık sınırının altında yaşayanların 3’de  2’si kadınlardır.  O kadınların çoğu sağlık hizmetlerinden de yararlanamama maktadır. Kadınlar ham kadın hem de fakır oldukları için çifte ayrımcılığa uğramaktadır. En temel insan haklarından da mahrum kalmaktadır. ”dedi.

Ardından Trabzon’da son on yıl içerisinde yürütülen çalışmalar hakkında bilgi veren Yılmaz,

Trabzon’da kadın Türk Anneler Derneği Trabzon Şubesi Yönetim Kurulu Üyesi olarak kadın çalışmalarına başladığını belirterek ardından bir kadın örgütlenmesini gerçekleştirerek Yaşam Kadın Merkezi Derneğini arkadaşlarımızla birlikte kurduklarını ifade etti. Yılmaz,  Bu yılda Trabzon Kadın Kooperatifi örgütlenmesini kurduklarını sözlerine ekledi.

REKLAM ALANI
YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.