Bazı günler vardırki, günün bile mahiyetini taşıyacağı o günden daha ağırdır. Bir güne sığdırılamayacak kadar hassasiyeti yüksek günlerden bir tanesi ’14 Mart Tıp Bayramı” .
Bu günün hissi mantığı içersinde, herkes bu anlamlı günde, dostlarına paylaşım yapar, güzel temenniler ile başlayan ortam aynı gün akşam son bulur.
Bu hissiyatı yüksek günün mantıken bir gün olarak algılansa bile, sağlığımızın özünü oluşturan doktorlarımızın günü bir gün olarak sınırlanmaz,aksine bir yıl boyudur.
Tıp Bayramı olarak bugünlere gelen geleneğin 1926 yılı olarak başladığını,ancak geçmiş yıllarda sadece bir anımsama olarak karşımıza çıkmakta olduğundan, bu onurlu meslek yeterince işlerlik ortamında bulunmadı.
Geçmişten bugünlere gelen bu iz, bugünlerde daha bir yüksek seviyede kutlanıyor ve itibar görüyor.
Her alandaki toplumsal duyarlılığı en üst düzeyde olan doktorlarımızın zaman ve mekan gözetmeksizin, bize hayat ortamı sağlıyor olması, bu müstesna hizmeti daima en üst seviyede takdir ve takdim edilme lüzumu gösteriyor.
Evet, toplumsallaşmada millet olarak hiçbir fedakarlıktan kaçmadığımıza göre,bu ortamın sağlayıcısı olan doktorlarımıza çok şey borçluyuz diyebiliriz.
Bu onurlu meslek, yaşantımızı birebir ilgilendiriyorsa,bu müstesna camiaya daha bir özveri ile bakmamız gerekiyor .
Unutmayalımki, bir nefesi, sıhhat olarak görüyorsak,bu nefese bizde davranışımızla, bir nefes olmamız lazım.
Bu düşünceler ile tüm doktorlarımıza iyi dileklerimi iletiyor, günlerini sağlık dileklerimle kutluyorum.
Nevzat YILMAZ
[email protected]