tha – Trabzon Ticaret ve Sanayi Odası (TTSO) Meclis Üyesi Şaban Doksanoğlu, medikal sektörünün en büyük sorununun kamudan alacaklar olduğunu belirterek, “Bu alacaklarımıza karşı vergi ve SGK borçlarımızda mahsuplaşma yapmak istiyoruz” dedi.
“PANDEMİNİN BAŞINDA YASAKLAR NEDENİYLE 3 MİLYAR DOLARLIK İHRACAT FIRSATINI KAÇIRDIK”
TTSO’nun medikal firmalarının yer aldığı 18’inci meslek komitesinden meclis üyesi Şaban Doksanoğlu, “Sektörümüzde il genelinde yaklaşık 135 firma, 20’ye yakın imalathane ve 2 büyük fabrika vardır ve 750 kişiye istihdam sağlanmaktadır. Sektörün ülkemizdeki yıllık ticaret hacmi 2.5 milyar dolar civarındadır. Bunun yaklaşık 1.8 milyar doları yabancı firmalara, geri kalanı yerli firmalara aittir. Medikal sektörü ülke genelinde 10 bin firmayla yaklaşık 250 bin kişiye istihdam sağlamaktadır” dedi. Doksanoğlu sözlerini şöyle sürdürdü:
“Fakat üzülerek belirtmeliyim ki yerli firma sayısı giderek azalıyor. Yüzde 85 ithal ürünlere dayalı olan sektörümüzün küresel oyunculara karşı daha fazla rekabet şansı kalmayacağı aşikârdır. Ülkemizin koruyucu ürünlerin hammaddesi olan kumaşta küresel güce sahip olduğu bilinmektedir. Yüksek katma değerli maske, tulum gibi ürünlerde ihracat imkânı fazladır. Buna rağmen pandeminin yarattığı tedirginlik sebebiyle 2020’nin Mart ayında maske dâhil koruyucu ürünlerin ihracatına yasak getirildi. Çin’in piyasada olmadığı, yabancı ülkelerin fiyat dahi sormadan acil mal talep ettiği bir dönemde ihracat yasaklandı. Bu yasak daha sonra yurtdışına satılacak her ürün kadar DMO’ya hibe yapılması şartıyla yumuşatıldı. Daha sonrada tamamen kaldırıldı. Ancak iş işten geçti ve çok büyük fırsatı kaçırmış olduk. Ülke olarak 3 milyar dolara yakın ihracat potansiyelimizi yasaklarla heba ettik. Şu anda tekrar Çin firmaları dünyadaki bu pazarı ele geçirmiş durumdadır.”
“PANDEMİDE 13 MESLEKTAŞIMIZ HAYATINI KAYBETTİ”
TTSO Meclis Üyesi Şaban Doksanoğlu, sağlık alanında güçlü bir başarı elde etmek için güçlü bir tıbbi cihaz sektörüne ihtiyaç duyulduğunun unutulmaması gerektiğini ifade ederek, “Tıbbi cihaz endüstrisinin pandemi ile birlikte ne kadar stratejik ve önemli bir değer olduğunu gördük. Bu noktada şu hususun altını önemle çizmek isterim. Sektörümüz öncelikli aşı grubuna dâhil edilmemesine rağmen tüm meslektaşlarımız yoğun bakımlarda, acilde ve ameliyathanelerde tıbbi hizmetlerin aksamaması için olağanüstü gayret gösterdi. Çalışanlarımız Covid-19’a yakalandı. Ülke genelinde 13 arkadaşımızı Covid-19 nedeniyle kaybettik. Ama hizmet vermeye devam ettik” dedi.
“İHALELERİ MALİYE BAKANLIĞI YAPMALI”
Tıbbi cihaz endüstrisinin son 5 yıldır kamu alacaklarından başka bir konu konuşamadığını da dile getiren Şaban Doksanoğlu, şunları söyledi:
“Sektörümüz iki kez feragat baskısıyla karşı karşıya kaldı. Bir ürün satıyorsunuz paranızı alamıyorsunuz. Aradan 3 yıl geçtikten sonra alacağınızın yüzde 25’inden vazgeçmeniz halinde ödeneceği söyleniyor. Hadi paramızı kurtaralım diye vazgeçiyorsunuz fakat yine tahsilat yapamıyorsunuz. Tekrar bizden mal satmamız isteniyor. Dünyanın hiçbir yerinde kimse parasını kurtarmadan yeniden ürün vermez. Verirse zaten iş insanlığından şüphe duymak gerekir. Bizce burada yapılması gereken devlet kurumları arasındaki muhatap tartışmalarına son verilmesidir. Malı satın alan Sağlık Bakanlığı, ödemeyi kabul etmeyen Maliye Bakanlığı. 3 yıl sonra Maliye Bakanlığı bizden yüzde 25 de feragat istiyor. Biz bu konunun ancak Maliye Bakanlığı’nın Sağlık Bakanlığından alacağı taleplerin ihalesini kendisinin yapması şartıyla düzeleceğine inanıyoruz. İhaleyi Maliye Bakanlığı yaparsa hem tek muhatap olur hem ödeme zamanını kendisi belirlemiş olur.”
“KAMU BORÇLARIMIZA MAHSUPLAŞMA TALEP EDİYORUZ”
Türkiye’de ticaretinin yüzde 95’i kayıtlı olan tek sektörün medikal sektörü olduğunu da vurgulayan Şaban Doksanoğlu, “Ancak kamuya olan borçlarımızda mahsuplaşma yapamıyoruz. Vergi ve SGK borçlarımızı ödemeden ihaleye teklif dahi veremiyoruz. Oysa kamudan alacaklarımızı mahsup ederek bu borçlarımızdan kurtulma şansımız olabilir. Bu sorunlarımızın ivedilikle çözülmesi gerekiyor. Aksi takdirde tıbbi cihazda dışa bağımlı bir ülke, yok olup gidecek olan yerli üretici ve büyük bir halk sağlığı sorunu ile karşı karşıya kalacağımız açıktır” dedi.