tha – Dört yıldır sedef hastalığı (psoriasis) olan 25 yaşındaki Orçin EMİNAĞAOĞLU, daha önce kortizonlu kremler sürerek sedef tedavisi almakta iken yaralarında artış olması üzerine KTÜ Farabi Hastanesi’ne başvurdu. Dâhili Tıp Bilimleri Deri ve Zührevi Hastalıkları Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Leyla Baykal SELÇUK tarafından yapılan değerlendirmede, hastalığın “şiddetli” seviyede olduğu tespit edildi. Hastaya, yeni nesil tedavi yöntemlerinden olan biyolojik ajan (ilaç) uygulandı. Yaklaşık bir yıl boyunca tedavisi devam eden hastanın tüm yaraları temizlendi. Üç ayda bir kontrole gelmesi istenen hasta, almış olduğu tedaviden son derece memnun olduğunu dile getirdi.
Orçin EMİNAĞAOĞLU ”Hastalığım askerlik sürecinde başladı. Hastalığımı çok ciddi şekilde geçiriyordum. Hastalığım, sosyal hayatımı ve giyimimi etkiliyordu. Hasta olduktan sonra ilk kez bu yaz kısa kollu tişört giyebildim. Kendimi hem psikolojik hem de sağlık açısından çok iyi hissediyorum. Bu hastalığı olanlar kesinlikle erken dönemde bir dermatoloğa başvursunlar. Ben, hastalığım ciddileştikten sonra dermatoloğa başvurdum. Birçok farklı tedavi yöntemi önerenler oldu. Hatta “ayı yağı” önerenler bile oldu. Azerbaycan’da petrol tedavisi önerenler oldu. Kesinlikle bu tür tedavilerden uzak durulsun. Ben uzman dermatologlar sayesinde şifa buldum.“ dedi.
Doç. Dr. Leyla Baykal SELÇUK “Sedef hastalığı genellikle erken yetişkinlikte ve gençlikte görülür. Çoğu hastada, cildin sadece birkaç bölgesi etkilenir. Ağır vakalarda hastalık, vücudun büyük bir bölümünü kaplayabilir. Hastalık süresince beyaz kepekli yaralar zaman içerisinde iyileşebilir veya tekrar geri gelebilir. Hastalık bulaşıcı değildir; stres ve enfeksiyonlar, hastalığın gelişiminde ve alevlenmesinde önemli yer tutar. Sedef hastalığı sadece deriyi değil eklemleri de etkileyebilir. Eklem ağrılarına ve hasara yol açabilir. Bu nedenle erken tanı ve tedavisi önemlidir. Tedavisinde; topikal (krem) tedavileri, ışık tedavisi, sistemik tedaviler ve biyolojik ajanlar kullanılabilir. Bu hastamızda olduğu gibi özellikle biyolojik ajanların tedaviye girmesi ile yaralarda neredeyse tam iyileşme sağlanmakta ve bu iyileşme sürdürülebilir olmaktadır. Tedavinin yetersiz ve hastalığın uzun süreli olması, yaraların görünür alanlarda olması durumunda hastaların sorunları artmakta; toplumdan kaçınma, yalnızlaşma, depresyon, anksiyete gibi sorunlar ortaya çıkmaktadır. Bu tür psikolojik sorunlar, alkol alımı veya aşırı yemek yeme gibi bozuklukları tetikleyerek obezite ve metabolik hastalıkların önünü de açabilmektedir. Bu nedenle hekim ve hasta iş birliği çok önemlidir. Biz, gerekli durumlarda Psikiyatri, Romatoloji ve Kardiyoloji Bölümü ile de iş birliğine gitmekteyiz.” dedi.